şeker

“Parmaklarımın hiç kırışmamış bir torbanın sapını kavradığı saniye, içindeki gıcır gıcır şeyler senin olduğu an. Nasıl mı? Günlerce aç dolaştıktan sonra tıka basa tereyağlı sıcak ekmek yer gibi. Erkenden uyanmak ve aslında hafta sonu olduğunu hatırlamak gibi. Sevişmenin güzel dakikaları gibi. Hafızandaki her şeyin silindiği an. Tamamıyla bencilce yaşanan bir zevk.”

Kim alışveriş anını böyle tarif edebilir ki? Elbette bir alışveriş bağımlısı. Daha net olmak gerekirse Rebecca Bloomwood. Dün gösterime giren Bir Alışverişkoliğin İtirafları adlı filmin baş karakteri. Fakat alıntı filmden değil, kitaptan. Sophie Kinsella’nın aynı adlı birkaç kitaplık serisinden...

Alışverişkolik (orijinal metinde shopaholic), alkolikten türetilmiş, bilimsel olmayan bir kelime. Alışveriş bağımlısı demekten daha pratik ve daha vurucu. Oysa tıbbi ve elbette Yunanca bir karşılığı var: Onyomanya (oniomania). Onyos satılık-satın alma, manya saplantı, mani, akıl hastalığı demek. İlk kez 1915’te tanımlanmış ancak uzun süre görmezden gelinmiş bir rahatsızlık, 60 yıl kadar. Bugün hastalık değil, davranış bozukluğu olarak kabul ediliyor. İmpulsif kompulsif (engellenemez) satın alma davranışı...

Alkolizm veya uyuşturucu bağımlılığı gibi bağımlılıkların yanında hafife alınıyor olsa da, onlar kadar ciddi sonuçlar doğruyor. Alışveriş bağımlısı olanlar eşlerine ve çevrelerine sürekli yalan söylüyor, satın aldıklarını ve kredi kartı ekstrelerini saklıyor, işyerindeki bilgisayarda sürekli alışveriş sitelerini gezdiklerinden verimleri düşüyor, ellerindeki bütün kredi kartları limitine dayandığından finansal olarak çöküyor, duygusal olarak dengesizleşiyorlar.

Buna karşılık tedavisi madde bağımlılıklarından daha kolay, çünkü fiziki bir bağımlılık yok aslında, her şey psikolojik. Ve bir alışkanlığın değişebilmesi için insanın 3 ila 6 ay kadar kendini kontrol etmesi gerekiyor.

Bizde pek çok şeyin olmadığı gibi bunun da rakamsal verileri yok ama ABD’de nüfusun yüzde 8.9’unun alışveriş bağımlısı olduğunu biliyoruz. Kadın ya da erkek ayırt etmiyor. Rakamlar saplantılı biçimde alışveriş yapanların sayısının Avrupa’da da arttığını gösteriyor. “Alışveriş Yapıyorum Öyleyse Varım: Kompulsif Satın Alma ve Kendini Arayış” adlı kitabın yazarı, psikolog April Benson; çalışmak yerine sürekli internetten alışveriş yaptığı için işten atılan hastaları olduğunu söylüyor. Bu nedenle bozulan evlilikler var. Erkeklerde alışveriş bağımlılığı genellikle koleksiyonerlik şeklinde tezahür ediyor.

Uzmanlar, alışveriş bağımlısı olmaktan şüphelenenlerin kendilerine şu soruları sormasını tavsiye ediyor: Alışverişe ne kadar zaman harcıyorum, niçin alışveriş yapıyorum, alışveriş yaparken ve yaptıktan sonra ne hissediyorum, almak istediğim şey bana ne gibi bir fayda sağlayacak?

SIK GÖRÜLEN ALIŞVERİŞ BAHANELERİHer yer indirimde, fırsatı kaçırmamak lazım.
• Dolapta giyecek hiçbir şey kalmamış.
• Sevgilim beni terk etti.
• Akşam yeni biriyle randevum var.
• Depresyondayım.
• Patronumla kavga ettim.
• Kilo aldım, dolaptaki hiçbir şey üzerime olmuyor.
• Yeni sezon açıldı, bir bakmak lazım.
• Yeni kredi kartım geldi, deneyeyim.
• 500 lira daha harcarsam, o ayakkabıyı alacak ya da New York’a bedava uçacak kadar hediye puanım birikmiş olacak.
• Kendimi şımartmam lazım.
• Canım çok sıkıldı, yapacak başka bir şey yok.
• Kimse alışveriş yapmazsa ekonomik krizden nasıl çıkacağız.
• Birden yağmur bastırdı, şu mağazaya sığınayım.

BELİRTİLERİ NELER
Diğer kompulsif davranış bozukluklarında olduğu gibi alışveriş bağımlılığından mustarip olan kişinin de ruhsal olarak inişleri ve çıkışları oluyor.

Sophie Kinsella’nın bundan sekiz yıl önce yayınlanan ilk Alışverişkolik kitabının her satırında halime şükretmiştim. Kitabın kahramanı Rebecca Bloomwood, hayatının kontrolünü o kadar kaybetmiş, o kadar sarsak ve çaresizce alışveriş bağımlısı bir kadındı ki, kıyaslamak için yanına kimi koysanız başarılı gözüküyordu. Şimdi filmi beyazperdede. Dün gösterime giren Bir Alışverişkoliğin İtirafları, her ne kadar kitaptan farklı olsa da aynı ana omurga üzerinde yükseliyor: Durdurulamaz alışveriş saplantısı yüzünden işini, ilişkisini, saygınlığını ve tüm parasını kaybeden bir kadını anlatıyor. Romantik komedi türünün tercih edilmiş olması, göğsünüzdeki ağırlığı bir miktar kaldırsa da alışveriş bağımlılığı bugün büyük bir problem. Sadece ABD’de alışverişkolik sayısının 17 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Bundan yaklaşık yüz yıl önce tanımlanan rahatsızlık uzun süre görmezden gelindi. Bugün bir davranış bozukluğu olarak kabul ediliyor. Siz de bir alışveriş bağımlısı olduğunuzdan şüpheleniyorsanız filme gidin, bir mağazadan içeri girdiğinizde kontrolünüzü nasıl kaybettiğinizi beyazperdede görün. Belki de bir faydası olur, kim bilir!

KOSTÜMLERDE YİNE PATRICIA FIELD’IN İMZASI VAR BAĞIMLI MISINIZ DEĞİL MİSİNİZ
Test edin, görün
Eğer dolabınızda etiketi bile üzerinde duran, hiç giyilmemiş giysiler varsa, bitirmeye fırsat bulamadığınız kozmetik ürünleri koyacak yer bulamıyorsanız veya haftada bir kucak dolusu CD alıyorsanız aşağıdaki testi yapsanız iyi olur. Ben yaptım, bağımlı olmak üzeresiniz diye bir sonuç çıktı. Bir ihtimal daha varmış; karşıma çıkan avantajlı fırsatları kaçırmak istemiyor olabilirmişim. Testin orijinalini http://ynr.blogthings.com/areyouashopaholicquiz/ adresinde bulabilirsiniz. Bilimsel olduğunu iddia etmiyorum, itinayla altını çizerim.
1. Kalbiniz kırılmışsa, yeni bir gardırop kurmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar mı?
a. Olabilir, perakende terapisi tamamen safsata olamaz.
b. Kesinlikle, yeni erkeklerle tanışmak için yeni giysiler gerekir.
c. Asla, maddi şeyler aşkın yerini tutamaz.

2. Acil durumlar için biriktirdiğiniz para sizi ne kadar idare edebilir?
a. Acil durum parası nedir?
b. Birkaç ay.
c. En az altı ay.

3.Para harcadıkça ödül kazandıran yeni bir kredi kartı almanız için ısrar ediliyor. Siz:
a. İlgilenmezsiniz, bir iki kredi kartı size yetiyor.
b. Başvuru formunu okur, ödüller iyiyse ilgilenebilirsiniz.
c. Hemen imzayı basarsınız.

4. Dışarıda yemek yeme sıklığınız:
a. Haftada bir iki kez
b. Ayda bir iki kez
c. Neredeyse her gün

5. Cumartesi öğleden sonra ne yaparsınız?
a. Kız arkadaşlarınızla takılırsınız.
b. Evde oturursunuz veya sevgilinizle buluşursunuz.
c. Alışveriş merkezine gidersiniz.

6. Çok şeker bir elbise buldunuz. Fiyatı 500 liradan 100 liraya düşmüş ama size iki beden küçük:
a. Hemen rejime başlamaya karar verir ve satın alırsınız.
b. Elbiseyi isteyecek bir arkadaşınız olup olmadığını düşünürsünüz.
c. 100 lira zaten bir elbiseye vermek için çok para deyip bırakırsınız.

7. İnternetten alışveriş ile aranız nasıl?
a. İndirimde bir şeyler var mı diye arada bir bakınıyorsunuz.
b. Kredi kartı numaralarınızı ezberlediniz bile.
c. İhtiyacınız olan şeylere uygun fiyatla sahip olmak için muhteşem bir araç.

8. En sevdiğiniz mağazaya girdiğinizde:
a. En uygun fiyatlı ürünleri bulacağınız bölümü ezbere bilirsiniz.
b. Uzun süre kullanabileceğiniz klasik parçalar alırsınız.
c. Orada çalışan herkes adınızı ve bedeninizi ezbere bilir.





Bayanların Alışveriş Bahaneleri,Bayanların Alışveriş aşkları,Bayanların Alışveriş maceraları,Bayanların Alışveriş çılgınlıkları,Bayanların Alışveriş günleri
0 Responses

Yorum Gönder